Polikistik karaciğer hastalığı (PKH) karaciğerde çok sayıda sıvı dolu kistin oluşmasıyla karakterize edilen nadir bir genetik hastalıktır. Kendi başına ya da polikistik böbrek hastalığı (ADPKD) ile ilişkili olarak ortaya çıkabilir. Genellikle belirti vermese de PKH zamanla hepatomegali karın ağrısı ve çeşitli komplikasyonlara yol açabilir. Kistler safra kanallarındaki farklılaşma bozukluklarından kaynaklanır ancak kadınlarda hormonların etkisiyle kist büyümesi hızlanabilir. Bazı vakalarda kistlerde enfeksiyon kanama veya yırtılma gibi ciddi sorunlar gelişebilir. Bu yüzden PKH özellikle ileri vakalarda tedavi ve takip gerektiren önemli bir hastalıktır.

TanımPolikistik karaciğer hastalığı, karaciğerde çok sayıda sıvı dolu kistin oluşmasıyla karakterize, genetik geçişli bir hastalıktır. Kistler genellikle benign (iyi huylu) olup, karaciğer işlevini bozmadan büyüyebilirler.
BelirtilerKarında dolgunluk veya rahatsızlık hissi, sağ üst kadran ağrısı, karnın üst kısmında şişkinlik, sindirim problemleri, bazı vakalarda bulantı ve erken doyma hissi. Genellikle semptomsuz seyreder ve başka bir durum nedeniyle yapılan görüntülemelerde tesadüfen saptanır.
NedenleriPolikistik karaciğer hastalığı genetik bir hastalıktır ve genellikle otozomal dominant kalıtımla geçer. En sık olarak PKD1 veya PKD2 genlerindeki mutasyonlardan kaynaklanır. Bazen otozomal dominant polikistik böbrek hastalığı (ADPKD) olan bireylerde karaciğer kistleri de gelişebilir.
Risk FaktörleriGenetik yatkınlık, otozomal dominant polikistik böbrek hastalığı (ADPKD) varlığı, kadın cinsiyet (özellikle östrojenin kist büyümesini etkileyebileceği düşünülmektedir).
Tanı YöntemleriUltrasonografi, BT taraması veya MR görüntüleme ile karaciğerdeki kistlerin sayısı, boyutu ve dağılımı değerlendirilir. Genetik testler kalıtımsal hastalıkları doğrulamak için yapılabilir.
Tedavi Seçenekleri– İzlem: Semptom vermeyen vakalar düzenli görüntüleme ile takip edilir.

– Medikal Tedavi: Büyük kistlerin neden olduğu ağrı veya rahatsızlık durumunda ağrı kesiciler veya kist büyümesini yavaşlatan tedaviler.

– Cerrahi Müdahale: Kist drenajı, kistektomi (büyük kistlerin çıkarılması) veya nadir durumlarda karaciğer transplantasyonu (çok büyük kitlelerin karaciğer işlevini bozduğu durumlarda).

KomplikasyonlarNadir olarak karaciğer işlev bozukluğu, kist rüptürü (yırtılması), kanama, karaciğer büyümesi (hepatomegali) sonucu basınç etkisiyle çevre organlarda baskı.
Önleme YollarıPolikistik karaciğer hastalığı kalıtsal olduğundan önlenemez; ancak düzenli takip, kistlerin büyümesini izlemek ve komplikasyonları önlemek açısından önemlidir. Aile öyküsü olan bireylerin rutin kontrolleri aksatmamaları önerilir.
Takip ve Yaşam TarzıKaraciğer fonksiyonlarını desteklemek için alkol alımını sınırlama, düzenli egzersiz, dengeli beslenme; karaciğere baskı uygulayan pozisyonlardan kaçınma, doktor kontrollerini düzenli yapma, kist büyümesini artırabilecek hormon tedavilerinden kaçınma.

Polikistik Karaciğer Hastalığı Nedir ve Nasıl Gelişir?

Polikistik Karaciğer Hastalığı (PKH) karaciğerde sıvı dolu birçok kistin oluşmasıyla karakterize nadir bir genetik bozukluktur. Bu kistler safra kanallarındaki anormal genişlemelerden kaynaklanır ve genellikle otozomal dominant bir kalıtım modelini izler. PKH tek başına izole bir hastalık olarak veya polikistik böbrek hastalığı (ADPKB) ile birlikte ortaya çıkabilir. Genellikle PRKCSH ve SEC63 gibi genlerdeki mutasyonlar safra kanalı hücrelerinde işlev bozukluklarına yol açarak bu kistlerin gelişimini tetikler.

Kistler çoğunlukla asemptomatik kalırken bazı durumlarda karın ağrısı ve mide bulantısı gibi belirtiler ortaya çıkar. İleri vakalarda kistlerin büyümesi karaciğer büyümesine (hepatomegali) yol açabilir. PKH izole karaciğer rahatsızlığı olarak ortaya çıkabildiği gibi böbreklerde kist oluşumu ile karakterize ADPKB ile ilişkili de olabilir. İki durum arasındaki temel fark ise böbrek kistlerinin varlığıdır.

ADPKB hastalarının büyük bir kısmında karaciğer kistleri böbrek hastalığına eşlik eder ve hastalık ilerledikçe kronik böbrek yetmezliği gelişme riski taşır. İzole PKH’de böbrek tutulumu ya çok hafif düzeydedir ya da hiç yoktur. Özellikle ADPKB’li kadın hastalarda östrojen ve çoklu gebelikler gibi faktörler karaciğer kistlerinin şiddetlenmesine neden olabilir.

İzole PKH genellikle daha stabil bir seyir izlese de zamanla karaciğer büyümesine yol açabilecek kist oluşumları görülebilir. Yine de bu kistler çoğunlukla daha az semptomatiktir.

Polikistik Karaciğer Hastalığına Ne Sebep Olur?

Polikistik karaciğer hastalığı (PKH) özellikle otozomal dominant formunda (ADPKH) PRKCSH ve SEC63 genlerinde oluşan mutasyonlardan kaynaklanır. Bu genler endoplazmik retikulum (ER) içinde kritik protein katlanma ve kalite kontrol işlemlerinde yer alır. PRKCSH glukozidaz II kompleksinin bir parçası olan hepatokistin proteinini kodlar. Bu proteinin işlevi proteinlerin doğru olgunlaşmasını sağlamaktır. Ancak PRKCSH genindeki mutasyonlar protein katlanma sürecini bozarak hatalı proteinlerin birikimine ve hücresel stresin artmasına neden olur. Sonuç olarak ER içinde bir degradasyon süreci gelişir ve karaciğerde kist oluşumu başlar.

SEC63 geni ise ER zarından proteinlerin geçişini sağlayan bir kompleksin parçasıdır. SEC63’teki mutasyonlar da PRKCSH mutasyonlarına benzer bir şekilde proteinlerin doğru katlanmasını engeller. Bu durum karaciğer hücrelerinde kist oluşumuna yol açar ve genellikle iki vuruşlu hipotezle açıklanır:

  • İlk olarak PRKCSH veya SEC63 geninin bir kopyasında bir germ hattı mutasyonu bulunur.
  • Ardından diğer kopyada somatik mutasyon gelişir ve bu iki mutasyon hepatokistinin ya da SEC63’ün tamamen işlev kaybına yol açar.

Polikistik Karaciğer Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Polikistik karaciğer hastalığı (PKKH) genellikle erken evrelerde herhangi bir belirti göstermez ancak ilerleyen dönemlerde çeşitli semptomlar ortaya çıkabilir. Karaciğerin büyümesi ve kistlerin genişlemesi sonucunda hastada karın ağrısı şişkinlik ve erken doyma hissi görülebilir. Bazı durumlarda ise kistlerin büyümesi gastroözofageal reflü ve nefes darlığı gibi rahatsızlıklara yol açabilir.

Ayrıca kist rüptürü enfeksiyon ve kanama gibi komplikasyonlar da yaşanabilir. Karaciğer kistleri nadiren asit veya portal hipertansiyon gibi daha ciddi sorunlara neden olabilir. Ancak çoğu durumda kistlerin varlığına rağmen karaciğerin fonksiyonu korunur ve normal şekilde çalışmaya devam eder. Bu yüzden PKKH dikkatli izlenmelidir.

Polikistik Karaciğer Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

Polikistik karaciğer hastalığının (PKKH) teşhisinde kullanılan görüntüleme yöntemleri kistlerin varlığını belirlemede önemli bir rol oynar. Bu hastalığın teşhisinde yaygın olarak tercih edilen üç ana görüntüleme tekniği vardır: ultrason bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR).

  • Ultrason: PKKH’nin teşhisinde ilk başvurulan yöntem olan ultrason kolay erişilebilirliği ve uygun maliyeti ile öne çıkar. Ayrıca radyasyon içermediği için güvenli bir seçenektir. Bu yöntem çeşitli boyutlardaki kistlerin net bir görüntüsünü sunar ve basit kistlerin tespitinde etkilidir.
  • BT Taramaları: BT görüntüleme karaciğerdeki kistlerin sayısı boyutu ve konumu hakkında ayrıntılı bilgiler sağlar. Ultrasona göre daha detaylı kesitsel görüntüler sunar. Ayrıca kistlerin içindeki sıvıların özelliklerini belirleyerek kist enfeksiyonları ya da kanama gibi komplikasyonları saptamada faydalıdır.
  • MR: MR görüntüleme daha yüksek maliyetli olsa da kistlerin kompleks yapılarının detaylı bir incelemesi için en hassas yöntemdir. Genellikle ultrason ya da BT taramalarından sonra ek bilgi gerektiğinde kullanılır. MR tedavi planlamasına rehberlik etmede ve kist tiplerinin ayrımında önemli rol oynar.

PKKH çoğunlukla başka sağlık sorunları nedeniyle yapılan görüntüleme testleri sırasında tesadüfen ortaya çıkar. Tanı genellikle 10’dan fazla kistin varlığı ile doğrulanır ve Avrupa Karaciğer Çalışmaları Birliği’nin belirlediği tanı kriterlerine dayanır.

Polikistik Karaciğer Hastalığı İçin Hangi Tedavi Seçenekleri Mevcuttur?

Polikistik karaciğer hastalığı (PKH) için hem tıbbi hem de cerrahi tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Tedavi hastalığın şiddetine ve semptomlara göre şekillendirilir. Tıbbi yönetim seçeneklerinden biri olan somatostatin analogları özellikle Oktreotid ve Lanreotid kistlerin hacmini azaltarak karaciğerin büyümesini yavaşlatır. Bu ilaçlar büyüme hormonunu baskılayarak kistlerdeki sıvı birikimini engeller. Somatostatin analoglarının uzun süreli kullanımı karın rahatsızlığı ve şişkinlik gibi semptomların azalmasında etkili olabilir.

Cerrahi müdahaleler ise daha ileri vakalarda başvurulan yöntemlerdir. Hastanın ihtiyaçlarına göre çeşitli cerrahi seçenekler mevcuttur:

  • Kist Aspirasyonu ve Skleroterapi: Büyük kistlerin sıvıdan arındırılması ve sıvı birikiminin önlenmesi için uygulanan bir işlemdir. Minimal invaziv özellik taşıyan bu yöntem geçici rahatlama sağlayarak semptomları azaltabilir.
  • Kist Fenestrasyonu: Şiddetli semptomları olan hastalar için uygulanır ve kistlerin hacmini azaltmayı amaçlar. Bu işlem karaciğerin hacmini küçültmek ve karın ağrısını hafifletmek için tercih edilir.
  • Hepatik Rezeksiyon: Kistler yalnızca belirli bir bölgede lokalize ise etkilenen kısmın çıkarılması seçeneği uygulanabilir. Bu seçenek kistlerin yaygın olmadığı durumlarda hastaya semptomatik rahatlama sunabilir.
  • Karaciğer Nakli: PKH’nin en ağır vakalarında karaciğer nakli en son çare olarak değerlendirilir. Özellikle ciddi karaciğer fonksiyon kaybı durumlarında uygulanarak uzun vadede tam iyileşme sağlayabilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Polikistik karaciğer hastalığı nedir ve nasıl teşhis edilir?

Polikistik karaciğer hastalığı (PKKH), karaciğerde birden fazla kistin bulunduğu genetik bir hastalıktır. Genellikle, otozomal baskın polikistik karaciğer hastalığı (ADPKH) olarak ya da otozomal baskın polikistik böbrek hastalığı (ADPKB) ile görülür. Tanı, karaciğer kistlerinin sayısını ve boyutunu tespit etmek için karın ultrasonu, bilgisayarlı tomografi (BT) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRG) gibi görüntüleme teknikleri ile konur. MRG, özellikle intravenöz kontrast maddelere alerjisi olan ya da böbrek fonksiyonu zayıf hastalar için daha duyarlı ve faydalıdır.

Bu hastalığın belirtileri nelerdir?

Polikistik karaciğer hastalığı (PKKH) genellikle belirti vermez ve birçok kişi bu durumu fark etmez. Belirtiler ortaya çıktığında, genellikle karın ağrısı, şişkinlik ve az miktarda yemek yedikten sonra doygunluk hissi gibi şikayetler görülür. Şiddetli vakalarda, büyümüş bir karaciğer karın distansiyonuna yol açabilir ve bu da nefes darlığı ve erken doygunluk hissine neden olabilir. Nadir durumlarda, kist kanaması, enfeksiyon veya yırtılma gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir ve bu durumlar genellikle ani karın ağrısı ve ateşle kendini gösterir. Kadınlar, erkeklere göre belirtiler konusunda daha sık etkilenir, bu farkın estrojenin kist gelişimindeki rolüyle bağlantılı olabileceği düşünülmektedir.

Polikistik karaciğer hastalığı kansere dönüşebilir mi?

Polikistik karaciğer hastalığı (PKH), karaciğerde birçok iyi huylu kistin oluşmasıyla bilinir ve genellikle kanser öncesi bir durum olarak kabul edilmez. Kistler kendileri kanserli değildir, ancak nadiren enfeksiyon veya kanama gibi komplikasyonlar gelişebilir. Ancak PKH’nin karaciğer kanseri geliştirme riskini artırdığına dair önemli bir kanıt bulunmamaktadır.

Tedavi seçenekleri nelerdir?

Semptomatik PKH’nin yönetimi için tedavi seçenekleri şunlardır: Somatostatin analogları (örneğin oktreotid ve lanreotid) karaciğer hacmini küçültme ve semptomları hafifletme potansiyeline sahiptir, ancak etkinlik hasta bazında değişkenlik gösterir. Büyük kistler için aspirasyon ve sonrasında skleroterapi uygulanabilir. Bu, kistlerin sıvısının boşaltılması ve tekrar oluşumunu engellemek için sklerozan ajan enjekte edilmesini içerir. Cerrahi müdahaleler arasında kist fenestrasyonu (kist duvarlarının çıkarılması), karaciğer rezeksiyonu (etkilenen karaciğer bölümlerinin çıkarılması) ve ileri vakalarda karaciğer nakli yer alabilir. Tedavi seçeneği, kistlerin dağılımına ve genel karaciğer fonksiyonuna göre belirlenir.

Polikistik karaciğer hastalığını önlemek için ne yapılabilir?

Polikistik karaciğer hastalığının (PKKH) genetik bir durum olduğu için, bu hastalığın ortaya çıkmasını engellemek için kesin bir yöntem bulunmamaktadır. Ancak hastalığın ilerleyişi ve şiddeti yönetilebilir. Estrojen hormonu, özellikle hamilelik, doğum kontrol hapları ve hormon tedavileri gibi durumlarla daha fazla ciddiyetle ilişkilidir. Bu nedenle, kadınların doğum kontrol hapları ya da rahim içi araç kullanımı gibi östrojen ve progesteron içeren ilaçlardan kaçınmaları önerilmektedir. Lanreotid (Somatuline) ve oktreotid (Sandostatin) gibi ilaçlar, PKKH’ya bağlı kistlerin boyutunu küçültebilir ve bu tedaviler nadiren tavsiye edilse de araştırmalar bu ilaçların olumlu etkilerini göstermektedir. Hastalığın yönetimi için düzenli takip ve uzman doktorlarla görüşme oldukça önemlidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir