Pankreatid polipeptid pankreas üzerinde salgılanan bir hormon türüdür. F ve Gama hücreleri tarafından salgılanan bu hormon pankreas organı için oldukça önemli bir hormon olarak bilinir. Pankreatik polipeptid hormonu pankreasın hem ekzorkin yani enzim salgılama dengesini hem de endokrin, yani hormon salgılama dengesini düzenleme işlevine sahiptir. Bu açıdan bu noktada oluşabilecek bir problem hastada ciddi hormonel ve enzim dengesizliklerine yol açabilmekte, dolayısı ile ciddi sağlık sorunlarına neden olabilmektedir.
Pankreatid polipeptid hormonları üzerinde yaşanan bir problem hastada insülin salgısı azalmasına neden olabilir. Bu da bazı durumlarda iştahsızlık, ve buna bağlı olarak kilo kayıplarına neden olabilir. Pankreatid polipeptid sorunları sebepli yaşanan insülin salgısı dengesizlikleri hastanın kilo almasını da zorlaştırabilir. İleri evrelerde bu durum hastada özellikle sırt bölgesinde ağrılara neden olabilir.
Pankreatid polipeptid sorunları bazı hastalarda kötü huylu pankreas tümörlerine, buna bağlı olarak pankreas kanserine işaret edebilir. Bu problemler, hemen her hastada oluşabilmesine karşın genelde 60 yaşını aşmış olan, yani yaşlı grupta bulunan hastalarda daha sık rastlanan problemlerdir. Pankreas tümörleri kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülmeleri ile de bilinirler. Buna karşın genelde 60 yaşın üzerinde, yani yaşlı bireylerde ve kadınlara oranla erkeklerde daha sık görülen pankreas tümörleri hemen her yaştan ve her cinsiyetten bireyde kendilerini gösterebilirler. Hastalığın oluşmasında kesin olarak, her hasta için geçerli olan bir faktör bulunmasa da çeşitli faktörlerin bu hastalığa, yani pankreasta oluşan kötü huylu tümörlere neden olabildiği bilinmektedir.
Tanım | Pankreatik polipeptid (PP), pankreasın endokrin hücreleri tarafından üretilen bir hormondur. Sindirim sistemi üzerinde etkili olup pankreas salgılarını ve gastrointestinal hareketleri düzenler. Özellikle protein içeren bir öğünden sonra ve kan şekeri düşüklüğünde salınımı artar. |
Görevleri | – Pankreas enzim ve bikarbonat salgısını baskılar – Safra kesesi kasılmalarını azaltır – Mide ve bağırsak hareketlerini düzenler ve gastrik motiliteyi kontrol eder – Karaciğerde glikojen metabolizmasını etkiler, ancak bu etki daha az belirgindir. |
Salınımını Etkileyen Faktörler | Protein ağırlıklı yemekler, hipoglisemi, egzersiz, açlık ve vagus siniri uyarımı PP salınımını artırabilir. Hormonun seviyeleri genellikle yemeklerden sonra yükselir ve açlık sırasında daha düşüktür. |
Klinik Önemi | PP düzeyleri, bazı pankreas hastalıkları (örneğin, endokrin pankreas tümörleri) ve gastrointestinal bozukluklarda yükselebilir. Özellikle pankreatik polipeptidoma adı verilen nadir bir tümörde PP üretimi artar. |
Yüksek Pankreatik Polipeptid Düzeyleri | Pankreas nöroendokrin tümörleri (polipeptidoma), Zollinger-Ellison sendromu, hipoglisemiye yanıt olarak yükselebilir. Stres, travma ve belirli gastrointestinal hastalıklarda da PP düzeyi artabilir. |
Tanı ve Testler | PP düzeyi, kan testi ile ölçülebilir. Özellikle pankreas nöroendokrin tümörlerinden şüphelenilen hastalarda PP düzeyi takip edilir. Diğer pankreas enzim ve hormon seviyeleri ile birlikte değerlendirilir. |
Normal Değerler | Pankreatik polipeptid düzeyleri kişiden kişiye değişebilir; ancak açlık durumunda genellikle düşük seviyelerde bulunur. Normal aralık laboratuvara göre değişiklik gösterebilir. |
İlgili Hastalıklar | Pankreas polipeptidoma (PP üreten tümör), Zollinger-Ellison sendromu, kronik pankreatit ve pankreasın endokrin tümörleri gibi durumlarla ilişkilendirilebilir. |
Tedavi ve Yönetim | Yüksek PP düzeylerine neden olan pankreatik polipeptidoma gibi tümörlerde cerrahi müdahale gerekebilir. Diğer vakalarda hormon seviyeleri gözlemlenir ve altta yatan hastalığa yönelik tedavi uygulanır. |
Pankreatid Polipeptid Sorunları
Pankreasta bulunan malign, yani kötü huylu tümörler safra kesesinde bulunan taşlara bağlı olarak oluşabilir. Bu taşlar hastanın hormonel dengesini bozacak etkilere neden olabilir. Bazı hastalarda aşırı alkol tüketimine bağlı olarak da pankreas sorunları, hatta pankreas kanseri gibi ciddi sağlık problemleri yaşanılabildiğine de rastlanmıştır. Kortizon ve benzeri ilaçlar, ya da tiazid diüretik veya östorejenler de bazı hastalarda pankreas tümörlerinin oluşmasına neden olabilmektedirler. Buna karşın bazı hastalar karın bölgesine alınan bir darbe ya da bu bölgede oluşabilen bir takım yaralanmalar sonucunda da pankreas rahatsızlıkları yaşayabilmektedirler. Hiperlipidemi, yani kan dolaşımında olması gerekenden daha yüksek seviyede yağ bulunması ya da hiperkalsemi, yani kan dolaşımında olması gerekenden daha yüksek seviyede kalsiyum bulunması da hastada pankreas problemlerine neden olan yaygın faktörlerden biri olarak bilinir. Daha nadir olsa da bazı hastalarda bir takım ilaçlara karşı oluşan alerjik reasiyonlar da pankreas üzerinde hormonel dengesizliklere neden olabilmektedir. Penisilin alerjisi ya da kodein alerjisi bu alerji türleri arasında hastalarda en sık rastlanılan alerji türleridir.
Pankreatid polipeptid dengesizlikleri pankreas kanserine işaret ediyor olabilir. Pankreas üzerinde oluşan malign, yani kötü huylu bir tümör, hastanın sağlığını ciddi oranda tehdit edici bir yapıya sahip olacaktır. Bu gibi durumlarda erken teşhis adeta hayat kurtarıcı bir niteliğe sahip olabilse de, pankreas sorunları genelde semptomlarını çok az, ya da hiç göstermeyen sorunlar olduklarından pankreasta oluşan kötü huylu tümörlerin erken evrede teşhis edilmeleri bir hayli zor olacaktır. Pankreas üzerinde oluşan kötü huylu tümörler, hastadan hastaya değişim gösterebilmek ile birlikte genelde semptomlar kendilerini net bir şekilde gösterdiklerinde teşhis edilebilirler. Bu durum, genelde hastanın şeker hastalığı gibi başka bir rahatsızlık için hastaneye gelmesi ile gerçekleşir. Diabetes mellitus, ya da diyabet hastalığı, veya halk arasında daha yaygın kullanılan ismi ile şeker hastalığı zaman zaman pankreasta oluşan malign, yani kötü huylu tümörlere işaret ediyor olabilir. Bu evrede hastanın mümkün olan en kısa süre içerisinde hızlı bir şekilde tedaviye başlaması gerekir.
Pankreatid polipeptid hormonlarında yükselme durumunun pankreas tümörlerine işaret ettiği durumlarda hastaya kısa sürede müdahale edilmesi çok önemlidir. Bu müdahale, yani hastaya uygulanacak tedavi biçimi, hastanın sağlık durumu ya da hastalığın, yani kötü huylu pankreas tümörünün doğasına göre değişim gösterebilir. Ancak bu hastalığa sahip olan hastalara genelde cerrahi müdahale, yani ameliyat işlemi uygulanması gerekir. Pankreas tümörlerinin çıkarılması için uygulanan cerrahi müdahale, yani ameliyatın ismi whipple operasyonudur. Whipple operasyonu son derece zorlu ve ciddi seviyede tecrübe gerektiren bir operasyondur. Operasyon süresi hastadan hastaya büyük oranda değişim gösterebilir. Hastanın pankreas bölgesi, safra yolu ve on iki parmak bağırsağının bulunduğu bölgeye yapılan bu ameliyat tümörün hastadan çıkarılması amacı ile yapılır. Bu bölge, üç organın kesişim bölgesi olduğundan genelde kanserli doku etrafındaki doku ile birlikte çıkarılır.
Operasyon sonrası hastanın, hastadan hastaya ve operasyonun ciddiyetine göre değişim gösterebilmek ile birlikte genelde bir hafta ile on gün arası bir süre hastanede yatması gerekir. Bu süre, hastalığı daha ciddi bir yapıda olan hastalarda daha uzun olabilir. Hasta, ameliyat sonrası süreçte ve genel hayatında diyetine ve yaşam tarzına dikkat etmelidir. Pankreas sorunları yaşayan hastalar tedavi sonrası çok şekerli gıdalardan ve içeceklerden uzak durmalıdırlar. Bu durum, yani hastanın diyet düzeni, hastanın gelecekte bu rahatsızlıkları tekrar yaşamaması için çok önemlidir.
Buna karşın çok yağı ya da protein açısından zengin gıdalar da bu hastaların uzak durmaları gereken gıdalar arasında gelir. Tedavi sonrası hastaların alkol ve sigara alışkanlıkları var ise bu alışkanlıklarından tamamen vazgeçmeleri şiddetle tavsiye edilir. Alkollü içecekler ve sigara tüketimini tamamı ile bitiremeyen hastalara ise bu alışkanlıkları mümkün olan en seyrek şekilde sürdürmesi önerilir. Pankreas kanseri metastaz oranı oldukça yüksek, son derece tehlikeli ve ciddi bir kanser türüdür. Buna bağlı olarak hastaların bu önlemleri ciddiye almaları ve günlük hayatlarında ve diyetlerinde bunları uygulamaları çok önemlidir.
S.S.S
Pankreatik polipeptid ne yapar?
Pankreatik polipeptid mide boşalmasını ve safra salgısını inhibe ederek sindirimi yavaşlatır. Ayrıca hepatositlerde insülin reseptörlerinin sayısını artırarak karaciğeri insülinin etkisine duyarlı hale getirir. Bununla birlikte resistin hormonunun ekspresyonunu azaltır ve bu da hepatik insülin direncini düşürür. Son olarak iştah azaltıcı etkisi ile aşırı yemeği engeller ve glukoz metabolizmasını iyileştirir.
Pankreatik polipeptid nereden salgılanır?
Pankreatik polipeptid pankreas organında üretilir. Bu hormon özellikle Langerhans adacıklarındaki F hücreleri tarafından salgılanır. F hücreleri bilimsel olarak PP hücreleri olarak da bilinir. Hormonun salgılandığı bu hücreler özellikle yemek sonrası aktif hale gelir.
Kaynakça: YAZIHAN, N., & AKÇIL, İ. E. EKZOKRİN PANKREAS FİZYOLOJİSİ VE FİZYOPATOLOJİSİ.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Pankreas
https://en.wikipedia.org/wiki/Pancreas
https://en.wikipedia.org/wiki/Pancreas#Clinical_significance
Doç.Dr.İsmail SERT, Ege Üniversitesi, Tıp fakültesi’nden mezun olduktan sonra Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Genel Cerrahi kliniğinde uzmanlık eğitimini tamamladı. Uzmanlık Eğitimi sırasında 6 ay süreyle İsviçre, Cenevre Üniversitesi Hastanesi’ nde pankreas adacık hücre nakli, karaciğer nakli ve böbrek nakli, karaciğer pankreas cerrahisi konularında eğitim aldı.