Kolon kanseri, sindirim sisteminin alt kısmında, yani kalın bağırsaklarda oluşan bir kanser türüdür. Erken tanı ile tedavi başarısı arasında çok güçlü bir bağ vardır. Bunu, her sene bakıma götürülen bir araba gibi düşünebilirsiniz: Nasıl ki düzenli kontrol edilen bir arabanın ömrü uzar ve büyük arızalar erkenden fark edilerek tamir edilebilirse, rutin kolon kanseri taramaları da benzer şekilde hastalığı daha oluşmadan veya henüz erken aşamadayken yakalayarak önemli avantajlar sağlar.

TanımKolon kanserini erken teşhis etmek veya kanser öncüsü lezyonları (polipleri) belirlemek için uygulanan testlerdir.
Kimler İçin Önerilir?50 yaş ve üzerindeki bireyler (düzenli tarama önerilir)

Ailede kolon kanseri öyküsü olanlar

İnflamatuvar bağırsak hastalığı (Crohn, ülseratif kolit) olanlar

Kalıtsal kolon kanseri sendromlarına sahip bireyler

Tarama Testleri1. Dışkıda Gizli Kan Testi (FOBT, FIT) – Dışkıda kan varlığını tespit eder.

2. DNA Bazlı Dışkı Testi (Cologuard) – Kanserle ilişkili genetik değişiklikleri inceler.

3. Sigmoidoskopi – Kalın bağırsağın alt kısmını incelemek için kullanılan endoskopik yöntem.

4. Kolonoskopi – Tüm kalın bağırsağı görüntüleyerek polip veya kanser tespiti yapılır, biyopsi alınabilir.

5. Sanal Kolonoskopi (BT Kolonografi) – Bilgisayarlı tomografi ile bağırsak iç yapısının görüntülenmesi.

Teşhis Amaçlı Testler1. Kolonoskopi + Biyopsi – Kesin teşhis koymak için şüpheli dokudan örnek alınır.

2. Kan Testleri – Tümör belirteçleri (CEA – Karsinoembriyonik Antijen) incelenir.

3. Endorektal Ultrasonografi – Rektum kanserinin yayılımını değerlendirmek için kullanılır.

4. Bilgisayarlı Tomografi (BT) / Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme – Kanserin yayılımını tespit etmek için.

5. Pozitron Emisyon Tomografisi (PET-BT) – Metastaz varlığını araştırmak için.

Ne Sıklıkla Yapılmalı?Düşük riskli bireyler için:

– 50 yaşından itibaren 10 yılda bir kolonoskopi

– 1-2 yılda bir dışkıda gizli kan testi (FIT)

Yüksek riskli bireyler için:

– Aile öyküsü varsa 40 yaşından itibaren veya daha erken tarama

– Daha sık kolonoskopi ve ek testler önerilir.

Erken Teşhisin ÖnemiErken teşhis edilen kolon kanseri tedavi edilebilir ve hayatta kalma oranları belirgin şekilde artar. Polipler erken tespit edilerek kansere dönüşmeden alınabilir.

Kolon Kanserinde En Yaygın Tarama Yöntemleri Nelerdir?

Kolon kanseri taramasında tercih edilen yöntem belirli faktörlere göre şekillenir. Hastanın genel sağlık durumu kişisel tercihi, varsa ailesel risk faktörleri ve hekimlerin rehberliğinde alınan kararlar, hangi testin uygun olduğunu belirler. Yine de dünya çapında ve ülkemizde de giderek yaygınlaşan bazı standart testler mevcuttur:

  • Kolonoskopi: Özellikle ABD’de ve birçok Avrupa ülkesinde (örneğin Almanya, Polonya gibi) “altın standart” olarak kabul edilir. Kişiyi çepeçevre inceleyen bir dedektif gibi, kalın bağırsağın tüm kısımlarının doğrudan görüntülenmesini ve eşzamanlı müdahale (poliplerin çıkarılması vb.) imkânını sunar.
  • Fekal İmmünokimyasal Test (FIT): Dışkıda gizli kan aranmasına yönelik bir testtir. Evde uygulanan, non-invaziv (yani vücut içine herhangi bir aletle girilmeden yapılan) ve nispeten ekonomik bir seçenektir. Kanser ya da bazı poliplerin yüzeyinden kan sızması durumunda pozitif sonuç verir ve gerekli görüldüğünde kolonoskopiye geçiş yapılır.
  • Sigmoidoskopi: Kolonoskopinin “kısa” versiyonu gibi de düşünülebilir. Sadece kalın bağırsağın alt kısmı olan sigmoid kolonun ve rektumun incelenmesini içerir. Kapsamı dar olduğu için, muayene süresi ve konforu daha kolay olsa da üst segment poliplerini ya da tümörlerini atlama riski vardır.
  • Sanal Kolonoskopi (BT Kolonografi): Bir bilgisayarlı tomografi (BT) yardımıyla bağırsağın üç boyutlu görüntülerini oluşturur. Daha az invazivdir, ancak polip tespiti durumunda tedavi (polip çıkarma) imkânı sağlamaz ve radyasyon maruziyeti söz konusudur.
  • Dışkı DNA Testleri: Kanserli veya öncül lezyonlu hücrelerden dökülen DNA parçacıklarını analiz eder. Uygulama kolaylığıyla dikkat çeker ancak şu an için kesinlik ve doğruluk açısından kolonoskopi veya FIT kadar yaygın kullanılmaz. Yine de gelecekte öneminin daha da artması beklenmektedir.
  • Kan Bazlı Testler: Kandaki belirli genetik ve moleküler biyolojik değişimleri tespit etmeye odaklanırlar. Son dönemlerde gelişme gösteren bu testler, özellikle hasta konforu açısından umut vericidir ancak henüz yaygın tarama protokolü hâline gelmemiştir.

Kolonoskopi, Kolon Kanserini Erken Tespit Etmekte Nasıl Yardımcı Olur?

Kolonoskopi, yaygın tabirle “her taşın altına bakmak” misali, kalın bağırsakta görülmesi muhtemel tüm şüpheli lezyonların tespitine imkân tanır. Peki, bu yöntem kolon kanseri açısından neden bu kadar önemli?

  • Doğrudan Görüntüleme: Kolonoskopi sırasında, ucunda kamera olan ince ve esnek bir tüp kullanılır. Bu kamera sayesinde hekim, bağırsağın iç yüzeyini doğrudan görür ve ileride kansere dönüşme ihtimali olan polipleri veya mevcut tümörleri yerinde saptayabilir.
  • Eşzamanlı Biyopsi ve Polip Çıkarımı: Kolonoskopinin en büyük avantajlarından biri, yalnızca tanı koymakla kalmayıp tedavi de sunmasıdır. Şüpheli görünen bir polip ya da doku alanı bulunduğunda aynı anda çıkarılabilir veya biyopsi alınarak patolojik incelemeye gönderilir. Bu durum “tavuğu kümeste yakalamak” gibi, sorunun büyüyüp yayılmasını beklemeden önlem almayı sağlar.
  • Yüksek Hassasiyet: Gözle direkt bakılan her nokta, milimetrik poliplerin bile görülmesine olanak tanır. Diğer yöntemlerde, örneğin dışkıda gizli kan testinde, poliplerin kanama yapmaması durumunda gözden kaçma ihtimali mevcuttur. Kolonoskopi ise herhangi bir kanamaya ihtiyaç duymadan, lezyonları renk ve doku farkı sayesinde yakalayabilir.
  • Erken Müdahale: Kalın bağırsakta polipler uzun yıllar boyunca kansere dönüşmeden sessiz sedasız büyüyebilir. Bu süreçte genellikle belirgin bir yakınma olmayabilir. Kolonoskopi, bu “sessiz düşmanları” henüz büyümeye fırsat bulamadan tespit eder ve büyüme ya da dönüşüm riskini ortadan kaldırır.
  • Takip ve Uzun Dönem Avantaj: Eğer riskli polipler bulunup çıkarılırsa, sonraki kolonoskopilerde bağırsak yüzeyinin durumu yeniden gözden geçirilir. Bu yaklaşım hastanın uzun dönemdeki kanser gelişme riskini anlamlı ölçüde azaltır.

Fekal İmmünokimyasal Test (FIT), Kolon Kanseri Taramasında Ne İşe Yarar?

Kimi insanlar kolonoskopinin “içine kamera sokulacak” fikrinden korkabilir ya da yoğun iş temposu, sağlık merkezine erişim zorlukları gibi nedenlerle zaman ayıramayabilir. İşte bu noktada FIT devreye girer. Halk arasında “dışkıda gizli kan testi” olarak da bilinir ancak eski testlere göre daha hassas ve özgül sonuçlar verir.

  • Kullanım Kolaylığı: FIT, ev ortamında rahatlıkla uygulanabilir. Kullanıcıya verilen küçük bir çubuk veya aparatla dışkı örneği alınır, ardından özel bir tüp içine yerleştirilir. Herhangi bir diyet kısıtlaması yoktur. Bu da “hayatı kesintiye uğratmamak” adına oldukça pratik bir avantaj sunar.
  • Yalnızca İnsan Hemoglobini Tespit Eder: Geleneksel guaiac bazlı testlerden farklı olarak FIT, spesifik olarak insan hemoglobinini arar. Bu sayede kırmızı et tüketimi gibi diyet faktörlerinden kaynaklanan hatalı (yanlış-pozitif) sonuçların önüne geçilir. Örnek olarak eski tür testte biftek yedikten sonra alınan numune “pozitif” çıkabilirdi, oysa FIT bu tür karışıklıkları büyük oranda engeller.
  • Kanamanın Erken Habercisi: Kanserli veya öncül lezyonlu bölgeler, bazen gözle görülemeyecek kadar az miktarda kan sızdırabilir. FIT, bu sızıntıları yakalayarak kişiye “daha detaylı inceleme yaptırma zamanı geldi” mesajını verir. Kolonoskopiye kıyasla çok daha az zahmetli olduğu için, düzenli aralıklarla yapılması tarama etkinliğini artırır.
  • Düzenli Takip Önemli: Bu test genelde yılda bir yapılması önerilen bir tarama yöntemidir. Nedeni, belirli bir anda kanama yapmayan ancak bir süre sonra kanamaya başlayabilecek polip veya tümörlerin gözden kaçma riskini en aza indirmektir.

Dışkı DNA Testleri Kolon Kanseri Tespitinde Kullanılabilir Mi?

Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte genetik tarama ve kanserle ilişkili moleküllerin tespiti de mümkün hâle gelmeye başladı. Dışkı DNA testleri de bu yenilikçi yaklaşımın bir meyvesi olarak doğmuştur. Peki, işleyişi nasıldır?

  • DNA’nın İpuçları: Bağırsak yüzeyinden dökülen hücrelerdeki DNA parçacıkları, bazı genetik değişikliklere işaret edebilir. Kanserli ya da kansere dönüşme potansiyeli olan hücrelerde ortaya çıkan mutasyonlar ve anormal metilasyon örüntüleri, dışkı DNA testleri aracılığıyla tespit edilebilir.
  • Çift Yönlü İnceleme (Kan + DNA): Özellikle “multitarget” denilen bazı dışkı DNA testleri, hem kan hem de DNA düzeyinde anormallik arar. Böylece yalnızca gizli kanı değil aynı zamanda genetik değişiklikleri de yakalamaya çalışır. Bu “aynı anda birden fazla tuşa basmak” gibi daha kapsamlı bir yaklaşım sunar.
  • Doğruluk Oranı ve Kısıtlılıklar: Yapılan bazı araştırmalar, dışkı DNA testlerinin kolon kanserini yakalamada belli bir hassasiyete sahip olduğunu göstermiştir. Ancak polip gibi erken evre lezyonları atlama riskleri ve pozitif öngörü değeri (PPV) konusunda bazı çekinceler bulunmaktadır. Ayrıca testin pozitif çıkması durumunda yine kolonoskopi şarttır.
  • Kullanım Kolaylığı ve Gelecek Vizyonu: DNA temelli testler henüz yaygın tarama için birincil sırada olmasa da yakın gelecekte daha da gelişeceği öngörülmektedir. Çünkü genetik analizlerin maliyeti düşmekte, doğruluk oranları yükselmekte ve hasta konforu açısından bakıldığında invaziv yöntemlere kıyasla daha erişilebilir bir seçenek sunmaktadır.

Sanal Kolonoskopi’nin Kolon Kanseri Taramasındaki Avantajları ve Sınırlamaları Nelerdir?

Bilgisayarlı tomografi (BT) teknolojisinden yararlanarak oluşturulan “sanal kolonoskopi” (BT kolonografi), adından da anlaşılacağı üzere, kalın bağırsağın 3 boyutlu bir “haritasını” çıkarır. Bu yöntemde, aletin içinden ince bir kamera geçirmek yerine X-ışınlarından yararlanılır ve bilgisayar ortamında sanal bir görüntü elde edilir.

Avantajlar

  • Daha Az İnvasiv: Klasik kolonoskopiye göre daha az müdahale gerektirdiği için hastaların kabul oranı daha yüksek olabilir. Burada, “bahçeyi havadan dron ile görüntülemek” gibi bir benzetme yapılabilir. Dronla her yeri görmek kolay olabilir ancak yere inip çiçekleri sulama veya zararlı otları temizleme şansınız yoktur.
  • Hız ve Konfor: Pek çok merkezde işlem birkaç dakika gibi kısa bir sürede tamamlanabilir. Bu zaman sıkıntısı yaşayan veya kolonoskopi korkusu olanlar için cazip bir seçenektir.

Sınırlamalar

  • Polip Çıkarılamaz: Sanal kolonoskopi sırasında polip saptansa dahi çıkarma veya biyopsi imkânı yoktur. Anormal bir bulgu çıktığında yine klasik kolonoskopiye başvurmak gerekir. Yani “drondan gördüğünüz zararlı otu, orada bırakmamak için” tekrar bahçeye inmeniz gerekir.
  • Radyasyon Maruziyeti: BT çekimi sırasında radyasyon söz konusudur. Bu nedenle sık taramalarda kullanıldığında, radyasyonun vücuttaki kümülatif etkisi göz önünde bulundurulmalıdır.
  • Küçük Polipler Kaçabilir: Özellikle 6 mm altındaki poliplerde, duyarlılık klasik kolonoskopiye kıyasla daha düşüktür.
  • Aynı Bowel Prep (Bağırsak Temizliği): Birçok kişi sanal kolonoskopiyi seçerek “bağırsak temizliğinden kurtulacağını” düşünür ama ne yazık ki böyle değildir. Görüntülerin net olması için yine bağırsakların boş ve temiz olması gerekir.

Kan Bazlı Testler Kolon Kanseri Tanısına Nasıl Katkı Sağlar?

Günümüzde, kan örneğinden elde edilen verilerle birçok hastalığın erken teşhisi mümkün hâle geliyor. Kolon kanseri de bu konuda istisna değildir. Kan bazlı testler, daha minimal bir yaklaşımla hastalıkla ilgili moleküler izleri yakalamayı amaçlar.

  • cfDNA (Dolaşımdaki Hücre Dışı DNA): Kanserli hücreler parçalandıkça, içerdikleri DNA parçacıkları kana karışır. Bu parçacıkları tespit eden kan testleri, kişinin vücudunda potansiyel bir tümör olup olmadığına dair erken uyarı niteliğinde olabilir.
  • Gen Ekspresyon Profilleri: Bazı testler, kanda bakılan belirli genlerin ekspresyon seviyelerine odaklanır. Örneğin ColonSentry gibi testler yedi farklı genin aktivitesine bakarak kolon kanseri riski hakkında bir fikir verebilir. Kanda saptanan gen ekspresyon değişiklikleri, bağırsaktaki olası bir kanserin ipuçları olabilir.
  • Hasta Uyumu ve Kolaylık: Kolonoskopi veya dışkı testlerinden kaçınan kişilerin kan bazlı testlere daha olumlu yaklaştığını gösteren araştırmalar mevcuttur. Bu testlerin “kandan bir tüp alındı ve bitti” şeklinde olması, pratik açıdan büyük avantajdır. Ayrıca herhangi bir özel hazırlık veya diyet kısıtlaması gerektirmez.
  • Sınırlamalar ve Tamamlayıcı Rol: Kan bazlı testler, hâlen kolonoskopi gibi müdahale imkânı sağlayan veya FIT gibi doğrudan kanama tespit eden yöntemlerin yerini tam olarak almamıştır. Çünkü bu testler de pozitif çıktığında, tanının kesinleşmesi için endoskopik inceleme gerekebilir. Bu nedenle çoğunlukla “tamamlayıcı” bir rol üstlenirler.

Kan bazlı testler, kolon kanseri taramasında “geleceğin yıldızı” olarak gösterilebilir ancak şu aşamada standardize protokollerde birincil tarama yöntemi olarak yer almak yerine, özellikle “kolonoskopiden korkan” veya “düzenli takibe gitmekte zorlanan” bireyler için ek bir seçenek sunmaktadır. Zamanla testlerin doğruluk oranları arttıkça, daha geniş kitlelerde kullanılmaları olasıdır.

İlk Taramadan Sonra Kolon Kanserinin Evrelendirilmesinde Hangi Görüntüleme Testleri Kullanılır?

Kolon kanseri teşhisi konduktan veya şüpheli polipler bulunduktan sonra, hastalığın yayılım derecesini anlamak için ek görüntüleme yöntemleri devreye girer. Bu aşama, hangi tedavi planının uygulanacağına dair “yol haritası” çıkarmak gibidir.

Bilgisayarlı Tomografi (BT) Taraması

  • Karın ve Göğüs BT: Hem tümörün lokal yayılımını hem de akciğer ve karaciğer gibi organlara sıçrama (metastaz) ihtimalini değerlendirir.
  • Avantajı: Detaylı kesit görüntüler sunarak cerrahi planlama veya kemoterapi/radyoterapi kararlarını kolaylaştırır.

Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI)

  • Rektal Kanser İçin Üstün: Rektal bölgedeki kanserlerin ne kadar derine yayıldığını ve çevre dokularla ilişkisini net gösterir. Özellikle mesorektal fasya ve lenf nodu durumunu değerlendirmede çok değerlidir.
  • Yumuşak Doku Kontrasti: MRI, yumuşak doku farklılıklarını BT’ye kıyasla daha iyi ayırt edebilir.

Pozitron Emisyon Tomografisi (PET/CT)

  • Metabolik Aktivite: Tümör hücrelerinin artmış şeker (glikoz) tüketimini görüntüler. Metabolik olarak aktif lezyonlar, kanserin yayılımını veya nüks durumlarını tespit etmekte yardımcı olur.
  • Tedavi Sonrası Takip: Tedavi sonrasında kalıntı kanser odağı veya metastaz olup olmadığını anlamada ek bilgi sağlar.

Endorektal Ultrason (ERUS)

  • Rektal Kanser Evrelemesi: Rektal kanserin bağırsak duvarındaki derinliğini ve çevre lenf bezlerini değerlendirmek için kullanılır.
  • Kısıtlılık: Operatör deneyimi çok önemlidir ve tümör yüksekse bazen tam değerlendirme zorlaşabilir.

Sanal Kolonoskopi (BT Kolonografi)

  • Senkron Lezyon Arama: Birinci teşhis yapıldıktan sonra, kalın bağırsağın başka bölgelerinde ek polip veya tümör olup olmadığını bakmak için de kullanılabilir.
  • Avantaj/Sınırlama: Detaylı 3D görünüm sunar ancak polip saptandığında yine kolonoskopi gerekir.

Moleküler Testler Kolon Kanserinin Belirli Durumlarında Neden Önemlidir?

Kolon kanseri, her ne kadar temel olarak aynı organı etkileyen bir hastalık olsa da farklı genetik ve moleküler özellikler gösterebilir. Bu “her anahtarın her kapıyı açmaması” gibi düşünülebilir. Örneğin bazı tümörler immunoterapiye daha iyi yanıt verirken, bazıları hedefe yönelik ilaçlarla (akıllı ilaçlar) tedavi edilebilir. İşte bu farklılıkları anlamak için moleküler testler devreye girer.

Mikrosatellit Instabilite (MSI) / Mismatch Repair (MMR) Testleri

  • Lynch Sendromu: Genetik bir yatkınlıkla ilişkili olup, erken yaşta kolon kanseri gelişimine neden olabilir. MSI veya MMR eksikliği gösteren tümörler genellikle immunoterapiden daha fazla fayda görür.
  • Tedavi Planı: Bu testin sonucuna göre immün kontrol noktası inhibitörleri gibi tedavilere yönelme kararı alınabilir.

KRAS, NRAS ve BRAF Mutasyon Analizi

  • Hedefe Yönelik Tedaviler: KRAS veya NRAS mutasyonu taşıyan tümörler, anti-EGFR tedavilere yanıtsız kalabilir. BRAF mutasyonu taşıyan vakalarda ise farklı ilaç kombinasyonları gerekebilir. Yani hangi “silahın” hangi “düşmana” karşı etkili olduğunu bilmek için bu testler önemlidir.

HER2 Amplifikasyonu, NTRK Füzyonları

  • Özel Durumlar: Daha az rastlanan bazı genetik değişiklikler de tedavide farklı hedefe yönelik ajanların kullanımına imkân tanır. Bu sayede hastalık, her hasta için “özel dikilmiş bir elbise” misali kişiselleştirilmiş yöntemlerle yönetilebilir.

Dolaşan Tümör DNA (ctDNA) Takibi

  • Hastalığın Seyrini İzlemek: Ameliyat veya kemoterapi sonrası kanda hâlâ kanser kaynaklı DNA parçacıkları bulunup bulunmadığı, hastalığın tekrar riski açısından bilgi verebilir.
  • Minimal Rezidüel Hastalık: Görüntüleme testlerinde görünmeyen mikroskobik tümör yükü, ctDNA sayesinde tespit edilebilir.

Sigmoidoskopi ve Kolonoskopi Arasındaki Farklar Kolon Kanseri Taramasında Nedir?

Sigmoidoskopi, tıpkı kolonoskopi gibi kalın bağırsağı incelemeye yarar ancak kapsamı sınırlıdır. Adından da anlaşılacağı üzere, sadece “sigmoid kolon” ve rektumu görmeye yöneliktir. Kolonoskopi ise tüm kalın bağırsağı inceler.

Kapsam:

  • Sigmoidoskopi: Alt bağırsak bölgesine odaklanır (rektum + sigmoid kolon).
  • Kolonoskopi: Tüm kolonu (çekumdan rektuma kadar) değerlendirir. Bu polip veya kanserin yerleştiği bölge her neresi olursa olsun tespit şansı verir.

İşlem Süresi ve Hazırlık:

  • Sigmoidoskopi: Daha kısa sürer, bazen tam bağırsak temizliği yerine kısıtlı bir hazırlık da yeterli olabilir. Çoğu zaman sedasyona ihtiyaç duyulmaz.
  • Kolonoskopi: Daha detaylı bağırsak temizliği gerektirir, işlem süresi görece uzundur ve genelde sedasyonla yapılır.

Tarama Aralıkları:

  • Sigmoidoskopi: Genellikle 5 yılda bir önerilir.
  • Kolonoskopi: Genellikle 10 yılda bir yapılır (ortalama riskli kişilerde). Ancak risk faktörleri varsa veya anormal bulgular saptanmışsa daha sık tekrarlanabilir.

Tanısal ve Tedavi Potansiyeli:

  • Sigmoidoskopi: Sadece alt bölgedeki lezyonları görebildiği için üst kısımlarda oluşabilecek polipleri kaçırma riski vardır.
  • Kolonoskopi: Polip çıkarma, biyopsi alma ve tüm kolonu tarama imkânı sunar.

Bireyler Kolon Kanseri Tarama Testlerine Ne Sıklıkla Tabi Tutulmalıdır?

Kolon kanseri taraması, “bir defa yapıp da kurtulmak” şeklinde bir uygulama değildir. Nasıl ki düzenli aralıklarla diş doktoruna gitmek, tansiyonumuzu ölçtürmek veya kan tahlili yaptırmak gerekiyorsa, kolon kanserinde de belirli bir takvim dâhilinde hareket edilmesi önemlidir.

Ortalama Riskli Kişiler:

  • Çoğu kılavuz, 45-50 yaş civarında taramaya başlanmasını önermektedir. Bazı rehberlerde bu yaş sınırı 45’e çekilmiştir.
  • Kolonoskopi tercih ediliyorsa, ilk normal kolonoskopiden sonra 10 yılda bir tekrar yeterli görülür.
  • FIT gibi dışkı testleri yıllık veya 2 yılda bir tekrarlanır.
  • Sanal kolonoskopi 5 yılda bir yapılabilir.

Yüksek Riskli Kişiler:

  • Ailede kolon kanseri öyküsü, özellikle birinci dereceden akrabalarda erken yaşta kolon kanseri görülmesi, genetik sendromlar (Lynch, FAP vb.) veya daha önce polip/kanser hikâyesi olanlar daha sık aralıklarla kontrol edilir.
  • Bazen ilk kolonoskopi 40 yaşın bile altına çekilebilir ve takip aralığı 1-5 yıl arasında değişebilir.

Anormal Bulgular Durumunda:

  • Eğer bir tarama testinde polipler bulunmuş veya kanser şüphesi doğmuşsa, takip sıklığı artar. Örneğin “adenomatöz polip” tespit edilen bir kişide 3-5 yıl içinde tekrar kolonoskopi yapılması gerekebilir.

Kişisel Rahatlık ve Diğer Faktörler:

  • Kişi kolonoskopi yerine FIT veya diğer non-invaziv yöntemleri tercih ediyorsa, bu testlerin daha sık yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Düzenli test takibi önemlidir; bir seferlik “negatif” sonucun rehavetine kapılmamak gerekir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir