Endokrin pankreas tümörleri, pankreas üzerinde görülen bir takım benign, yani iyi huylu ve malign, yani kötü huylu tümör çeşitleridir. Kendilerini genelde benign, yani iyi huylu tümörler olarak gösteren endokrin pankreas tümörleri kimi hastalarda, sağlık açısından ciddi şekilde tehdit edici bir yapıya sahip olabilen malign, yani kötü huylu tümörler şekilde de gösterebilirler.
Endokrin bezleri, insan vücudunda bulunan farklı işlevlerin düzenlenmesi konusunda oldukça etkili bir rol oynarlar. Bu bezler, çeşitli bedensel işlevlerin düzenlenmesi için birlikte ve koordine şekilde hareket eden hormonlar ve haberci maddelerin üretim merkezleridir. Bu bölgede üretilen hormonlar hücreye belirli bilgilerin aktarımını sağlarlar. Örneğin endokrin bezleri içerisinde üretilen insülin, glikozun kandan hücreye geçmesini sağlar ve buna bağlı olarak tiroid bezi hormonunun vücut üzerindeki faaliyetlerini önemli oranda etkileyebilir.
Son derece karmaşık bir düzenleme sistemine sahip olabilen bu hormonlar, sağlıklı bir insan vücudunda doğru miktarda kana aktarılacak ve herhangi bir problem yaşanmayacaktır. Ancak bu hücreler, yani hormonları oluşturan hücreler zaman zaman, belli faktörlere bağlı olarak kontrolden çıkabilmektedirler. Bu gibi durumlarda bu haberci maddeler olmaları gerekenden daha az ya da daha fazla üretilebilirler. Bu durum da kişide, ileri evrelerde bir takım sağlık sorunlarına neden olabilir. Endokrin pankreas tümörleri ise bu sağlık sorunları arasında en yaygın rastlanılanlar arasında ilk sıralarda gelirler.
Genelde oldukça yavaş büyüyen ve sinsi bir yapıya sahip olan endokrin pankreas tümörleri, çoğunlukla benign, yani iyi huylu olarak tanımlanan tümörler olsalar da zaman zaman malign, yani kötü huylu olarak tanımlanan tümörler de olabilirler. Her iki tümör çeşidi de, yani hem benign (iyi huylu) hem de malign (kötü huylu) tümörler hastanın sağlığı açısından tehdit edici bir niteliğe sahip olabilirler. Buna karşın malign, yani kötü huylu pankreas tümörlerinin daha ciddi ve daha tehlikeli bir yapıda oldukları söylenebilir. Malign, yani kötü huylu endokrin pankreas tümörleri genelde yayılım eğilimi gösterirler. Bu tümörler, yani kötü huylu endokrin pankreas tümörleri çevredeki organların içinde büyüme eğilimi gösterebilir, hatta bazı hastalarda bu tümörlerin uzak organlarda koloniler kurduklarına da rastlandığı olmuştur.
Tanım | Endokrin pankreas tümörleri, pankreasın hormon üreten (endokrin) hücrelerinden kaynaklanan nadir ve genellikle yavaş büyüyen tümörlerdir. Bu tümörler hormon salgılayabilen (fonksiyonel) veya hormon salgılamayan (non-fonksiyonel) olarak sınıflandırılır. |
Tümör Türleri | – İnsülinoma: İnsülin üreterek hipoglisemiye yol açar. – Gastrinoma: Mide asidini artıran gastrin hormonu salgılar ve Zollinger-Ellison sendromuna neden olur. – Glukagonoma: Glukagon salgılayarak kan şekeri seviyesini yükseltir. – VIPoma: Vazoaktif intestinal peptit (VIP) üreterek şiddetli ishal ve elektrolit dengesizliği yapar. – Somatostatinoma: Somatostatin üreterek sindirim sistemi işlevlerini etkiler. – Non-Fonksiyonel Tümörler: Hormon salgılamaz ancak büyüklüğüne göre semptom verir. |
Belirtiler | Belirtiler, tümörün salgıladığı hormona göre değişiklik gösterir: Hipoglisemi, hiperglisemi, mide ülserleri, ishal, karın ağrısı, açıklanamayan kilo kaybı, deri döküntüleri (glukagonoma belirtileri). Non-fonksiyonel tümörlerde karın ağrısı ve kitle etkisiyle bası semptomları görülür. |
Nedenleri | Çoğu vakada nedeni bilinmemekle birlikte genetik sendromlar (MEN1 – Multipl Endokrin Neoplazi Tip 1 gibi) endokrin pankreas tümörlerinin gelişiminde etkili olabilir. |
Risk Faktörleri | Ailede MEN1 sendromu öyküsü, genetik yatkınlık, diğer endokrin tümörler, nörofibromatozis gibi bazı kalıtsal hastalıklar. |
Tanı Yöntemleri | – Kan Testleri: İlgili hormonların (insülin, glukagon, gastrin vb.) kan seviyelerinin ölçümü. – Görüntüleme: BT, MR ve PET-BT gibi taramalarla tümörün yerini ve yayılımını belirleme. – Endoskopik Ultrasonografi (EUS): Tümörün detaylı incelenmesi ve biyopsi için kullanılır. – Biyopsi: Kanserin kesin tanısı için pankreas dokusundan örnek alınarak patolojik inceleme yapılır. |
Tedavi Seçenekleri | – Cerrahi Müdahale: Tümörün çıkarılması genellikle en etkili tedavi yöntemidir. – İlaç Tedavisi: Hormon salgılayan tümörlerde hormon üretimini baskılayan ilaçlar. – Kemoterapi/Radyoterapi: İleri evrelerde veya metastaz varsa kullanılır. – Radyonüklid Tedavi: Peptid Radyonüklid Reseptör Tedavisi (PRRT) gibi yöntemler ile hedefe yönelik tedavi yapılabilir. |
Komplikasyonlar | Hormon dengesizlikleri (şiddetli hipoglisemi veya hiperglisemi), kanserin yayılımı (metastaz), hormon fazlalığına bağlı mide ülseri, ishal veya elektrolit dengesizlikleri. |
Önleme Yolları | Endokrin pankreas tümörleri için spesifik bir önleme yöntemi yoktur, ancak genetik yatkınlığı olan bireylerin düzenli kontrolleri önemlidir. |
Takip ve Yaşam Tarzı | Tedavi sonrası düzenli doktor kontrolü, hormon düzeylerinin izlenmesi, kan şekeri dengesini korumak için sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz, tümörün tekrar riskine karşı düzenli takip. |
Endokrin Pankreas Tümörlerinin Çeşitleri
Kendilerini bazı hastalarda iyi huylu, yani benign tümörler, bazı hastalarda ise kötü huylu, yani malign tümörler olarak gösterebilen endokrin pankreas tümörleri kendi içlerinde bir takım türlere ayrılırlar.
İnsülinom
İnsülinom tümörleri pankreas bölgesinin en sık hormon üreten tümörleri olarak bilinirler. Endokrin pankreas tümörlerinin bu çeşidi, yani insülinoma tümörleri hem erkekler hem kadınlarda görülebilmesine karşın genelde kadınlarda daha sık görülen endokrin pankreas tümörleri olarak bilinirler. İnsülinoma tümörleri benign, yani iyi huylu tümörler olarak tanımlanıyor olsalar da zaman zaman hasta açısından bazı ciddi sağlık problemlerinin yaşanmasına neden olabilirler.
İnsülinoma tümörleri genelde hastada düzensiz bir şekilde insülin üretilmesine neden olurlar. Bu kısıtlayıcı döngü, hastanın insülin üretimini durmaksızın devam ettirebilir. Bu açıdan bu tümörler, yani endokrin pankreas tümörlerinin bir çeşidi olan insülinoma tümörleri insülin iğnesi kullanan hastaların yaşadığı şeker yetersizliği durumunun karakteristik özelliklerini içinde barındırır.
İnsülinoma tümörlerine sahip olan hastalarda görülen semptomlar hastadan hastaya değişim gösterebilir. Bu semptomlar kimi hastalarda çok yoğun bir şekilde gözlemlenebilirken bazı hastalarda ise kendilerini hiç göstermeyebilir ya da çok az seviyede gösterebilirler. İnsülinoma tümörlerine sahip olan hastalarda en sık görülen semptomlar titreme, terleme, halsizlik ve asabiyet olmak ile birlikte bazı hastalarda daha farklı semptomlar da gözlemlenebilir. Bazı hastalarda titreme, terleme, halsizlik ve asabiyetin yanında korku hissi, gerginlik, kalp çarpıntısı, görme bozukluğu hatta zaman zaman bilinç kaybı durumu bile yaşanabilmektedir.
İnsülinoma tümörlerine sahip olan hastaların genelde iştahları açılır. Bunun sebebi ise bu tümörlere sahip olan hastaların genelde yemek yedikten sonra kendilerini kayda değer oranda daha iyi hissediyor olmalarıdır. Bu da hastanın iştahının açılmasına ve yemek yeme alışkanlıklarının değişmesine sebep olabilir. Genelde boyut olarak çok küçük olan insülinoma tümörleri birden fazla konumda varlık gösterebilirler. Bu açıdan tespit edilmeleri bazı diğer tümör türlerine göre daha zorlu bir süreç olabilir.
Hastalara uygulanan tedavi yöntemi ise çoğunlukla cerrahi müdahale olacaktır. Cerrahi müdahale ile tümör hastanın vücudundan çıkarılır. Geri dönme ve tekrar oluşma olasılığı oldukça yüksek olan bu tümörlerin, yani insülinoma tümörlerinin tedavisinde bu nedenle genelde hastaya kemoterapi ve radyoterapi tedavileri de uygulanır.
Gastrinom Tümörleri
Endokrin pankreas tümörleri arasında bulunan bir başka tümör çeşitleri ise gastrinom tümörleri olarak bilinen tümörlerdir. Gastrinom tümörleri insülinoma tümörlerine göre daha nadir oranda rastlanan tümörler olarak bilinirler. Bu tümörler, yani gastrinom tümörleri genelde doğrudan pankreasın içinde varlık gösterirler. Ancak gastrinom tümörlerine daha sık olarak hastanın oniki parmak bağırsağı bölgesinde, midesinde ya da pankreas çevresinde rastlandığı bilinir.
Gastrinom tümörleri insülinoma tümörlerinden daha tehlikeli bir yapıya sahiplerdir. İyi huylu bir tümör çeşidi olan insülinoma tümörlerine karşı gastrinom tümörleri malign, yani kötü huylu tümörler olarak bilinirler. Bu açıdan hastanın sağlığı için daha tehlikeli bir niteliğe sahiptirler. Gastrinom tümörleri kötü huylu, yani malign yapıda olmalarının yanında erken metastas da oluşturabilirler.
Gastrinom tümörlerine sahip olan hastalarda genelde ilk evrelerde mide ve bağırsak problemleri yaşanır. Bu sıkıntılar ileri evrelerde mide ülseri ya da bağırsak ülseri gibi daha ciddi sağlık sorunlarına evrilebilirler. Bunun sebebi ise gastrinom tümörlerinin mide asidini etkileyebilen bir takım özelliklere sahip olabilmeleridir. Bu tümörlerin, teşhis edilmelerinin ardından en kısa süre içerisinde tedavi edilmeleri çok büyük bir önem taşır. Gastrinom tümörlerinin tedavileri için başvurulan yöntem ise genelde cerrahi yöntem, yani ameliyat olacaktır.
VIPom ve Glukagonom Tümörleri
VIPom ve Glukagonom tümörleri de gastrinom tümörleri ile benzer olarak nadir görülen pankreas tümörleri olarak bilinirler. Hem VIPom tümörleri hem de glukagonom tümörleri genelde hastanın pankreas bölgesinde varlık gösterirler. Bu tümörlerin bulunması ve teşhis edilmesi oldukça zorlu bir süreçtir. Bu nedenle hastada genelde erken metastaza neden olurlar. Tedavilerinde ise genelde semptomatik tedavi ve kemoterapi işlemleri uygulanır.
Kaynakça: Türkoğlu, M., Bostancı, E., Ereren, M., Yamak, S., Ökten, R., & Akoğlu, M. (2013). Pankreatik endokrin tümörü taklit eden İntrapankreatik aksesuar dalak. Cumhuriyet Medical Journal, 35(3), 419-422.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Pankreas_kanseri
https://tr.wikipedia.org/wiki/Pankreatektomi
https://en.wikipedia.org/wiki/Pancreatic_cancer
Doç.Dr.İsmail SERT, Ege Üniversitesi, Tıp fakültesi’nden mezun olduktan sonra Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Genel Cerrahi kliniğinde uzmanlık eğitimini tamamladı. Uzmanlık Eğitimi sırasında 6 ay süreyle İsviçre, Cenevre Üniversitesi Hastanesi’ nde pankreas adacık hücre nakli, karaciğer nakli ve böbrek nakli, karaciğer pankreas cerrahisi konularında eğitim aldı.